Kayıtlar

Masadan Taşanlar

Masanın üstünde tüm gerçekler… Evden çıkarken masaya biraz hüzün, birkaç bozuk hayal bıraktım. Akşam ben gelene kadar canın sıkılmasın diye… Ama sana biraz kırgınım. Dün bıraktığım gözyaşlarıma hiç dokunmamışsın. Ne yaptın gün boyunca? Neye üzüldün? Ne oldu da geldiğimde yoktun… Sahi, sen neden yoksun? Biliyorum, her gün senin için masaya birçok şey bırakıyorum. Demiştim, masamız biraz eski diye; görüyorsun tartamıyor bunca şeyi! Geçen hafta bıraktığım yalnızlığım öylece duruyor. E kim alacak bir sevginin son kırıntılarını? Söz vermiştin sanırım. Meteoroloji yetkililerinin sıcaktan “dışarı çıkmayın” ikazı yaptığı bir Ağustos günüydü. Ben üşüyordum. Sen söz vermiştin ve ben titremeye başlamıştım. Korkuyordum da bir yandan. Bir insan yapmayacağı hiçbir kelimeyi söylemez. Yapacağından korkuyorsa; ki sen korkuyordun, onu yapacaktır. “Nerede ömür boyu beraberiz” diyen birini görürsen, ömür boyu beraber olamayacağından korkan birini de görüyorsundur. Siyah rengi görüp,

Gençliğinizin Gıybetini Bilin!

Dünya değişiyor. Her gün bambaşka bir hikayeye uyanıyoruz. Aslında hepimiz bir parça Gregor Samsayız. Bir uyanıyoruz, yeni bir şey olmuş ve biz buna alışmak zorundayız. Çok vaktimiz yok. 50 yıl önce yaşayıp ölmüş bir insanla anlaşabileceğimiz pek ortak noktamız kalmadı. İkimiz de insanız fakat biz farklı bir tür haline geldik. İnanılmaz bir iletişim çağı içindeyiz. Ama hiçbir iletişimimiz yok. Sahi Whatsapp yokken nasıl haberleşiyormuşuz? Allah’tan Whatsapp var ve biz haberleşebiliyoruz. Dünya çok hızlı değişiyor. 10 yıl sonra işe yaramamaktan korkmuyor musunuz? Peki biz bu değişimin neresindeyiz? Aslında değişim insanın ‘yapmam’ dediğini yapmasıdır. Onun dışındaki kısımlara ‘gelişim’ diyebiliriz. Mesela; ‘abi çift profili de neymiş ya saçmalık, iki insanın bir tane Facebook profili olur mu?’ diye gıybet yapan arkadaşınızın 1 ay sonra Ayşe Cemil Kütük diye Facebook profili açması küçük, basit bir değişimdir. Bu topraklarda yaşayan insanlar başlarda değişime çok açık değildi. Sos

EURO 2016 Öncesi İlginç Bilgiler

Euro 2016 öncesi ilginç bilgiler:   Messi daha önce Avrupa Şampiyonalarında hiç gol atamadı. Fatih Terim’in “futbolcular oruç tutmasın, biz onların yerine oruç tutarız” açıklamalarından sonra Türkiye’deki 466 bin lisanslı futbolcu orucu bıraktı. Aziz Yıldırım 3 ay men cezasından dolayı Euro 2016’de yer alamayacağı kesinleşti. Bu turnuva öncesi Uefa, Fotomaç Gazetesi'ne net tepkisini koyarak “Çek’ti Aldı, Pandİspanya Gibi Yedik, Emre Mor’arttı, Cenk’aver” gibi başlıkları yasakladı. Cristiano Ronaldo turnuvaya baldırıyla beraber geleceğini açıkladı. Drinkwater’ın İngiltere Milli Takımı’na alınmaması sonrası açıklama yapan Sabri Sarıoğlu; “üzülmesin beni de İngiltere Milli Takımı’na almadılar” dedi. Fransa Milli Takımı’nda futbolcuların bir skandal çıkarmaması tedirginlik yarattı. Fatih Terim turnuva ile ilgili “something happens” dedi. Gençlerbirliği, Euro 2016’de parlamayacak futbolcularla ilgilenmeye başladı. (Arnavutluk’un, Slovakya’nın yedekleri filan) Hırvatistan ve

İnsan mısın Doktor mu? (Hikaye)

Ambulans büyük bir hışımla hastaneye girdi. Sireni, göğü delercesine son ses bağırıyordu. Kalabalığı yarıp ani bir fren yapan ambulansın hışmından, acil kapısının önünde bekleyen hasta yakınları -sigara içmeye çıkanlar- sağa sola kaçıştı. Belli ki önemli bir durum veya önemli bir insan vardı! Ambulansın peşinden dört tane lüks cip hastanenin acil kapısının önüne giriş yaptı. Ambulansın kapısını açmak için inen görevliler, gelen ciplere elleriyle ‘geri gidin’ işareti yaptı. En öndeki cipin sağ tarafında bulunan filmli cam açıldı ve takım elbiseli güneş gözlüklü biri kafasını camdan çıkarıp görevliye seslendi. - Sen işine bak abiyi kurtar, abiye bir şey olursa ben de kendi işime bakacağım. Seni öldüreceğim... Çaresiz kalan görevli ambulansın kapısını açtı ve ambulansın içinde başlayan operasyonu hastanede tamamlamak için yatan hastayı sedyesiyle aşağı çekti. Ambulansın içinde bulunan hemşirelerin de yardımıyla her tarafı kan içinde kalan, iri adamı sedye üstünde aşağı indird

Memat Meselesi (Hikaye)

Kanepenin köşesine atılmış cep telefonu çalmaya başladı. Sahibi ortalarda olmadığı o kadar belliydi ki; kendi titremesi yüzünden bir santimlik kımıldama yaşıyordu sadece. Öylece çalmaya devam etti ve durdu. Büyük bir sessizliğe büründü. Neden sonra Aysel geldi ve telefonu eline aldı. ‘Cevapsız Arama’ yazısını fark edince olanca sesiyle içeri doğdu bağırdı. - Ablaaaa, telefonun çalmış. Canan içeriden koşarak geldi. Ellerini havada tutuyordu; tırnaklarının yeni ojelendiği kırmızı renklerin henüz parlaklığını kaybetmemesinden anlaşılıyordu. - Kim aramış kız sen baksana... Aysel, elinde tuttuğu cep telefonunun tuş kilidini açtı ve arayan kişinin ismine baktı. ‘Erkeğim’ yazısını görünce; - Eniştem aramış... Canan, kocasının aramasını pek umursamadı. - Tamam ya, sonra dönerim, ben içeri geçiyorum. İşim var, oje bitmedi. * * * Fahri; dar, soğuk, kasvetli ve kimsenin olmadığını düşündüğü geçitte karşısına alacaklı gibi dikilen adamların niye dikildiklerini

Gardiyan (Hikaye)

- Dur vurma dur! - Geç içeri densiz! - Ben sana ne yaptım? - Bana yapman gerekmiyor, kıza tecavüz edip öldürmüşsün. - İftiraaaa... - Eminim... Gardiyan, 23 yıl hüküm giymiş Fatih’i hücresine copuyla döve döve getirdi. Kendisinin de bir kızı olması dolayısıyla; genç bir kıza önce tecavüz eden sonra da onu öldüren bu aşağılık heriften nefret ediyordu. Öyle ki; her yerini morartmıştı. Hücrenin kapısında Fatih’i ensesinden tuttu ve sağlam bir tekmeyle içeri attı. Beslediği kin bir türlü geçmiyordu ve hücreye girip vurmaya devam etti. - Seni adi düzenbaz, aşağılık herif... Gencecik kızdan ne istedin lan, ne? Cop darbelerine iyice tepkisiz kalan Fatih, yarı baygın vaziyette ‘ben yapmadım’ diye sayıklıyordu. Suçlunun bayıldığını gören gardiyan -biraz da korkudan olacak- olduğu yere bıraktı ve kapıya doğru yöneldi. - Sizin gibileri idam etmek gerek idam... Bağıra bağıra hücrenin kapısını sertçe kapattı. Fatih, baygınlığı geçmeye başlayınca yavaş yavaş g